Yol Palas Cinayeti
Halide Edib Adıvar'ın 1936 yılında Paris'te kaleme aldığı bir cinayet romanı, Yolpalas Cinayeti. Bu kısa roman, Adıvar'ın güçlü anlatımını göstermesi bakımından son derece değerli.
Kitap, 1900'lerin başında Şişli'de bir konakta işlenen bir cinayetin görüldüğü dava ile başlıyor ve o yılların İstanbul'una dair gözlemler eşliğinde anlatılıyor. Dönemin İstanbul'unu, kentte yaşayan aydınların Türkiye'ye ve Avrupa'ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne seriyor. Duygusallıkla yaklaştığımız romanlar vardır; Yolpalas Cinayeti benim için onlardan biri.
Halide Edib Adıvar'ın en güçlü eserlerinden mi? Sinekli Bakkal kadar ünlü, Kalb Ağrısı kadar ince ve duyarlı, Handan kadar çarpıcı mı? Bunları bilemem. Ama Yolpalas Cinayeti'nin derin etkisi altında kaldığımı, yıllar yılı ondan izdüşümlerle yaşadığımı mutlaka söylemeliyim.
SELİM İLERİ
Kitap, 1900'lerin başında Şişli'de bir konakta işlenen bir cinayetin görüldüğü dava ile başlıyor ve o yılların İstanbul'una dair gözlemler eşliğinde anlatılıyor. Dönemin İstanbul'unu, kentte yaşayan aydınların Türkiye'ye ve Avrupa'ya bakışlarını, yeni yeni bilincine varılan sınıf çatışmalarını gözler önüne seriyor. Duygusallıkla yaklaştığımız romanlar vardır; Yolpalas Cinayeti benim için onlardan biri.
Halide Edib Adıvar'ın en güçlü eserlerinden mi? Sinekli Bakkal kadar ünlü, Kalb Ağrısı kadar ince ve duyarlı, Handan kadar çarpıcı mı? Bunları bilemem. Ama Yolpalas Cinayeti'nin derin etkisi altında kaldığımı, yıllar yılı ondan izdüşümlerle yaşadığımı mutlaka söylemeliyim.
SELİM İLERİ
Benim yorumum : Kesinlikle çok etkilendim. Bu şekilde başka cinayet romanı var mı? onu da bilmiyorum. Ama Halide Edip Adıvar'ın tüm kitaplarını okuyacağım. Yol Palas Cinayeti, hayatı yaprak misali savrulan, tutunacak bir dal arayan bir kızın romanı. Yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmemiş sonradan görme zenginlerin, ikiyüzlü insanları da ince ayrıntılarla işleyen bir roman.
Okumanızı tavsiye ederim. Ben çok ama çok beğendim. :)
Tatarcık
Kaş uçları kalkarak, gözler süzülerek, dudaklar bükülerek her yeni şeyin aşağılık, her köhneliğin kibarlık olduğunu size söyleyen bu adamların şuurlarının arkasında yeni şeylere karşı gizli olduğu kadar kudretli bir meyil vardır. Bu meyil, doğrusunu söylemeli daha çok kadınlardadır. İstanbul'a nadir inseler de mutlak arkalarında moda bir manto, başlarında yeni bir şapka görülür. İskarpinlerinin ökçesi birer karış, tırnakları kıpkızıldır.
Halide Edib Adıvar, Cumhuriyet'le birlikte hızlanan modernleşmeyi, bunun yarattığı dönüşümü anlatan romanlarında özellikle kadın kahramanları öne çıkarmıştı. Sinekli Bakkal ve Zeyno'nun Oğlu romanlarının devamı niteliğindeki Tatarcık, bir balıkçının kızı olan Lâle'nin toplum hayatında yükselişini konu edinen bir roman. Uzun bir zamandan beri yeni baskısı aranan Tatarcık'ın ilgiyle okunacağına inanıyoruz.
Halide Edib Adıvar, Cumhuriyet'le birlikte hızlanan modernleşmeyi, bunun yarattığı dönüşümü anlatan romanlarında özellikle kadın kahramanları öne çıkarmıştı. Sinekli Bakkal ve Zeyno'nun Oğlu romanlarının devamı niteliğindeki Tatarcık, bir balıkçının kızı olan Lâle'nin toplum hayatında yükselişini konu edinen bir roman. Uzun bir zamandan beri yeni baskısı aranan Tatarcık'ın ilgiyle okunacağına inanıyoruz.
Benim yorumum : Önce olarak Sinekli Bakkal ve Zeyno'nun Oğlu romanları okumam lazımmış, fakat ben Tatarcık'ı okudum. Bu kitabı da çok beğendim. Güzel ve naif bir aşkında anlatıldığı, zengin ve fakir arasındaki sınıf farkı, cumhuriyet dönemi sonrasında medenileşme, avrupai icatlara zengin sınıfının ayak uydurma durumu. 7 üniversiteli gencin hayata olan bakış açıları. Hayatları sadece evlilik ile kurtaracaklarını sanan kızlar. Tatarcık ise romanın ana karakteri. Okuyun siz de beğeneceksiniz.
kitap okumayı çok severim.. sena dursun olarak izlemeye aldım, bloguma beklerim
YanıtlaSilhttp://nypdsena.blogspot.com/