Pages

30 Ekim 2012 Salı

Şah ve Sultan - İskender Pala



Tutku…

Güzellik…

Aşk ve savaş. Sadece gönüllerin değil alınların, kemiklerin ve gözlerin alev alev yandığı savaş.

Kahramanlarını, Yavuz Sultan Selim’i de Şah İsmail’i de tarihin merdivenlerinde bir basamak aşağı indiren bir basamak yukarı çıkaran savaş.

Çaldıran... 

Şimdi Çaldıran ne 500 yıl geride ne 500 yıl ileride.

Savaş tasında büyücünün gördüğü neydi?

Kızılbaşlık!

Sünnilik!

İktidar hırsı.

Aşkın bir çökelti gibi dondurduğu zaman!

Korku? Ya o?

Yazar biraz da korkuların üstüne gidendir.

Tarih ileriye doğru çözüldükçe ağacın kökleri de görülecektir.

Alevi de Sünni de bağlıdır o köke. Birdir o toprakta.

Gölgeler büyümüşse ışığı değil korkuyu yenmek gerekir.

Karanlık ve kör ışığın egemenliği boğmasın artık nesilleri.

Ve işte bir kez daha aşk!

Şiir kadar iktidar atında rüzgâra ve ateşe doğru yol alan iki hükümdar.

Şah ve Sultan…

Dünya incisi zarif ve asil kadınlar. Yeminlerine bağlı erkekler.

Masal kadar gerçek.

Büyüleyici olduğu kadar umut verici.

Şah&Sultan her cümlesi aşkla okunacak bir kitap.

İskender Pala’dan…

Benim naçizane okur tavsiyem ise şöyle; İlk başta sıkıcı gelip, elimden bırakmıştım. Fakat yanılmışım. Tarihi öyle güzel anlatmış ki; İskender pala. Sevgiyi arayanların, sevginin içindeki derin manaları bizlere gösteriyor. Başka hayatlara harcanan ömürler ise sabır ile yoğrulan insanları anlatıyor. Okumanızı tavsiye ederim. İktidar için sevgileri bozuk para gibi harcayan sultanları gösteriyor. Tabi bir de şu yanı var olaylar önemli kısımları ile anlatılmış. Çaldıran savaşı bir kitaba sığamayacak kadar uzun.  
Benim bilmediğim bir çok şeyi de öğrenmeme vesile oldu diyebiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder